top of page
Yazarın fotoğrafıYeşim Memişyazıcı

M U S L U K

Güncelleme tarihi: 13 Tem 2020

"Pis, kötü görünümlü ve kötü kokuluydular ve onlarla birlikte yaşıyorduk. Görmek, varlıklarını bilmek istemiyorduk. Temizlemeye ise hiç yanaşmıyorduk."


Bir süreden beri mutfak eviyelerinde su gideri tıkanıklığı başlamıştı. Su gideri hep daha zor, hep daha yavaştı. Ta ki bu sabaha kadar. Bu sabah, ne olduysa olmuştu ve artık su gitmiyordu. Sabah sabah olacak iş miydi? Daha güneş selamlanacaktı!


Birkaç pompalama denemesinde sonra durum daha da vahim bir hal aldı. Tesisatçıyı çağırmak üzere tam elimi telefona uzattığım anda, içimden bir ses: “Dur! Bu senin pisliğin, senin yarattığın tıkanıklık, çözümü de neden kendinde aramıyorsun?” dedi. Diğer taraftan başka bir ses ise: “İşi erbabına bırak, tesisatçı mısın sen? Pis pasak içinde debelenecek, ortalığı batıracaksın. Bi de üstüne zaman kaybı”... diyordu. İki ses arasında yaşanan ufak tartışmayı iç ses kazandı. Tesisatçılığa soyunulacak, en azından denenecekti. Sebeplerden bir başkası ise, geçen defa yaşanan lavabo tıkanıklığında, tesisatçının gelip, yepyeni bataryayı direkt çöpe atıp yerine yenisini takması olmuştu. Aslında kırık, bozuk bir şey yoktu, sadece tıkanmıştı ve temizlemek yeterliydi. Özen göstermek yeterliydi, atmak ya da değiştirmek değil. Yavaş yavaş işe koyuldum, önce mekanizmayı anlamaya çalıştım, teker teker bağlantıları gevşettim. Ta taaaa! Ve işte o korkunç görünüm karşımdaydı!


Yıkadığım, pişirdiğim onca nefis güzel yiyecek o kadar güzeldi de bu arda kalanlar nasıl da bu kadar korkunçtu?!? Ya da korkunç muydular o kadar da gerçekten? Ben bununla baş edebilir miydim? Oysa ki, her türlü sorunun çözümü hep başka birinde formüle edilmemiş miydi? Hastalanınca doktora gidiliyordu, giysiye ihtiyacın varsa dükkana gidiliyordu. Çözüm hep dışarıda mıydı? Çözüm içeride/bende olabilir miydi? Temizlenmesi gereken alt mekanizmaya bağlantı borusu da eklendi. Temizleyecektim. Başka çaresi yoktu. Eğer ki olmuyorsa, o zaman tesisatçı çağırılacaktı.


Temizledikçe temizledim, temizledikçe çağrışımlar yaşadım. Aklıma bir kaç yıl önce bağırsak detoksu ile ilgili yaptığım araştırma ve bağırsaklarda biriken artıkların görüntüsü geldi. Artıklar vardı. Pis, kötü görünümlü ve kötü kokuluydular ve onlarla birlikte yaşıyorduk. Görmek, varlıklarını bilmek istemiyorduk. Temizlemeye ise hiç yanaşmıyorduk. Oldukça sıkıntılı bir süreç gerekiyordu bu derin temizlik için. Farketmek, yüzleşmek zordu. Görmezden gelerek yaklaşık 2 kg ağırlığındaki o kalıntılarla yaşamak ise kolaydı. Bir yandan bunları düşünüyor, bir yandan da temizlemeye devam ediyordum. Bitmişti. Montaj sandığımdan daha kolay oldu. Tedbir olarak, bataryanın altına bir kap koydum ve heyecanla musluğu açtım! Su kuvvetle akıyor ve delikten de olanca hızıyla gidiyordu. Görmek, düşünmek ve karşılaşmak istemediğim artıklarımı temizlemiştim. Sorun da çözüm de ben

deydi. Suyun ritmik akışı ve o delikten yine ritmik şekilde çıkışını izlemek güzeldi. Hafiflemiştim. Gülümsedim. Güneşi vücudumla değil, kalbimle selamladım bu sabah.


30 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Post: Blog2_Post
bottom of page